Enerji, yaşamın vazgeçilmez bir parçası olarak sanayide, teknolojide, ulaşımda, iletişimde ve daha sayısız alanda gösterilen faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde büyük önem taşımaktadır. Gün geçtikçe enerjiye olan ihtiyaç artmaktadır.
Gelecekte enerji sıkıntısı yaşamamak, gelecek nesillere tahrip olmuş bir doğal çevre bırakmamak ve geri dönüşü olmayan çevre felaketlerine neden olmamak için, bugünden yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarına yönelmek bir zorunluluk olmuştur. Bugün özellikle rüzgar enerjisi alanında ülkemiz ciddi bir potansiyele sahiptir ve çevresel etkileri açısından rüzgar enerjisi diğer kaynaklara göre daha avantajlı konumdadır.
Dünyanın yaşanabilir ortamının korunması için yerli ve yabancı bütün özel ve resmi kuruluşlar, enerji üretim, iletim ve tüketim faaliyetlerinin neden olduğu çevresel problemlere, enerji üretim sistemlerine ve kaynak seçimine daha fazla odaklanmaktadır.
Ülkemiz son yıllarda doğa ve çevrenin korunması konusunda çok sayıda uluslararası sözleşmeye taraf olmuştur. Ayrıca doğa ve çevrenin korunması için strateji ve eylem planları geliştirilmektedir. Bu çerçevede birçok yasal düzenleme çıkarılmıştır. Ülkemizde koruma altına alınan alanların, toplam yüzölçümüne oranı yüzde 7 civarındadır.
Ülkemizde sürdürülen enerji politikalarının önemli bir faktörü, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının arttırılması ve enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasıdır. Hızlı sanayileşme ile birlikte hergün artan enerji ihtiyacı göz önüne alınırsa, kullanılan enerjinin önemli bir miktarı dışa bağımlıdır.
Uluslararası Standartlar Organizasyonu (ISO) tarafından geliştirilen, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi standardı, esas olarak toprak, hava ve su kaynaklarının kullanımını en az düzeye indirmek ve doğal kaynaklara verilen zararların önüne geçmek için tasarlanmıştır. Bu standardı uygulayan işletmeler, faaliyetlerinin çevresel etkilerini sistematik olarak belirlemekte, sonuçlarını değerlendirmekte, olası problemleri kontrol altına almakta ve çevre kirliliğini önleyecek çalışmaları sürdürmekte demektir.
Firmamız TURINS Teknik Kontrol ve Belgelendirme şirketi, çevrenin korunması konusunda üzerine düşen sorumluluk ile hareket etmekte ve işletmelerin talepleri doğrultusunda, gerekli belgelendirme çalışmalarını yapmaktadır.
Muayene kuruluşları tarafından gerçekleştirilen tesler, ölçümler, analizler ve kontroller, temel olarak iki grupta ele alınmaktadır: fonk ... >
TS ISO/IEC 17011 standardının son güncellemesi Türk Standartları Enstütüsü tarafından 2018 yılı Mart ayında yayınlanmıştır (TS ISO/ ... >
Test, analiz, ölçüm, kontrol ve muayene faaliyetlerini yapan çok sayıda kuruluş bulunmaktadır. Bunların herbiri aynı kulvarda hizmet veren ... >
Teknolojinin hız kesmeyen gelişmesi ve bilgi ve iletişim teknolojisi araçlarının bu kadar hızlı yayılması ile birlikte, günümüzde bilg ... >
Birleşmiş Milletler tarafından açıklanan rakamlara bakılırsa, geçtiğimiz yirminci yüzyılın başında dünya nüfusu bir buçuk milyar c ... >
Enerji sektöründe, tekstil sektöründe, kimya sektöründe, maden sektöründe ve sanayinin birçok alanında, bir yandan yeni teknolojiler geli ... >
Ekoloji, bütün canlıların birbirleri ile ve çevreleri ile olan ilişkilerini araştıran bilim dalıdır. Canlıların çevresi, barınma, bes ... >
İş güvenliği, çalışma ortamlarındaki riskleri belirlemek ve gerekli önlemleri almak, bu şekilde çalışanların can güvenliğini sağla ... >
Elektrik akımı, insanların can güvenliğini tehdit eden ciddi bir risktir. İletkenlerde veya elektrik ile çalışan cihazlarda bir hata oluş ... >
Çalışma ortamlarının güvenliği, sadece çalışanların can güvenliği açısından değil, işletmelerin mal ve üretim güvenliği açıs ... >